Türkiye ekonomisinin son 13 yılda tarihinin en kırılgan dönemini yaşadığını söylesek abartmış olmayız. Fakat bundan daha vahim olan kırılganlığın arttığı bu dönemlerde yanlış yönetim kararlarının da artış göstermesidir. Diğer gelişen ülkeler gibi türkiye ekonomisi ekonomik kırılganlığın artış gösterdiği bir periyoda girmiştir. Zaten küresel ekonomideki kırılgan ekonomik yapı bekleniyordu ve bunun için önlemler alınması gerekiyordu fakat Türkiye ekonomisi verileri gösteriyor ki bu önlemler yeteri kadar alınmamış.

Ekonomik kırılganlığın arttığı dönemlerde Türk lirası son 13 yılın en fazla değerini kaybetti. Türkiye’nin diğer ülkelerden farkı bu kırılgan ekonomik yapıdan en fazla etkilenecek ülke olmasıdır. Fakat buna rağmen alınması gereken önlemler, yapılması gereken reformlar bir türlü yapılamadı. Bu bağlamda dolar 2.5 Türk lirası oldu. Faiz oranları yükselmeye devam ederken finansal marketlerdeki belirsizlik de devam etti. Büyüme oranlarındaki devamlı düşüş ekonomik kırılganlığı etkileyen bir başka faktör oldu. Türkiye’nin kendi içerisinde yaptığı ekonomik hatalar yapılmasaydı dolar kuru bu kadar fazla olur muydu? belki de olmazdı. Eğer türkiye bu ekonomik kırılganlık dönemine hazır olsaydı bu fırsatı avantaja dönüştürebilir dışarıdan türkiye olan döviz akışını arttırıp rezervlerini koruyabilirdi. Sadece 2015 yılında yani geçen iki aylık bir süreçte Türk Lirası dolar karşısında yüzde 5’ten fazla değer kaybına uğradı. Bu oran diğer gelişen ülkeler arasındaki en kötü performans. Amerikan merkez bankasının önümüzdeki aylarda faiz artırımına gideceği haberlerinin de yayılması ile birlikte tüm dünyada olduğu gibi Türk lirası da Dolar karşısında hızla değer kaybetmeye başladı. Bazı yatırımcılar Türkiye'nin enerji koridorunda olması ile yakaladığı avantajı kullanarak bu ekonomik kırılganlığı biraz olsun iyileştirebileceğini düşünüyor. Fakat bu avantaj eğer doğru kullanılmazsa ve doğru zamanda doğru kararlar alınmazsa tam tersi bir etki yaratabilir. Son zamanlarda Türk ekonomisinde ve Türk siyasetinde tartışılan konu Merkez Bankasının faiz oranlarını daha fazla düşürmesi gerektiği yönünde. Çünkü düşük faiz oranları beklenmeyen enflasyonu tetikliyor görüşü hakim. Bazı ekonomistler merkez bankasına olan güvenin azalması ile türk lirasına olan güvenin azalmasını eşdeğer görüyor. Fakat Türk lirasındaki düşüş sadece bize özgü değil. Brezilya para birimi real son 10 yılın en düşük seviyesinde bulunuyor. Çin'den gelen ekonomik veriler de çok iç açıcı değil. Amerika’daki ekonomi verilerinin iyiye gitmesi gelişen ülkelerdeki yatırımcıların paralarını çekip güvenli limanlara getirmelerini sağlıyor. Para çıkışı ekonomik kırılganlığı olan ülkelerde çok derin problemler yaratabilir.