Bu yazımda Meksika’ya doyacaksınız!!! Nefis burito’ları, naço’ları (nacho) ile Latin Amerika’nın hırçın ve bir o kadar da güzel çocuğu olan Meksika, Türk yatırımcılar için hala yeteri kadar bilinmeyen bir ülke konumunda. Umarım internette bulabileceğiniz en kapsamlı Meksika yazımda sizlere Meksika’daki ticari fırsatları aktarabilirim. Daha önce Meksika’ya tatil içen giden biri olarak seyahat hatıralarımdan bahsetmeyeceğim bu yazıda, yoksa çooook uzun bir yazı olurdu. Yine de biraz uzun bir yazı oldu fakat benimle birlikte kalın, derin nefes alın. Başlıyoruz. (Vamos!!)

Meksika ile ilk ilişkiler 1927 yılında imzalanan Dostluk Anlaşması’nın 1928 yılında yürürlüğe girmesiyle Türkiye Meksika arasında diplomatik ilişkiler kurulmuştur.

İki ülke arasındaki üst düzey ziyaretler kapsamında 1992 yılında Meksika Dışişleri Bakanı Fernando Solana ve 18 yıl aradan sonra da 2010 yılında Dışişleri Bakanı Patricia Espinosa ülkemize resmi ziyarette bulunmuşlardır.

Türkiye’den Meksika’ya ilk üst düzey ziyaretler 1992 yılında dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz, 2008 yılında dönemin Dışişleri Bakanı Ali Babacan ve 2009 - 2012 yıllarında Recep Tayyip Erdoğan tarafından gerçekleşmiştir.

Meksika’da altı yılda bir seçilen devlet başkanı aynı zamanda başbakanlık görevini üstlenir ve Devlet Başkanının ikinci kez seçilme hakkı yoktur. Meksika Parlamentosu,128  kişilik  Senato  ve  500  üyelik  Temsilciler  Meclisi’nden oluşmaktadır. Senato üyeleri altı yıllık bir dönem için seçilirken  milletvekilleri üç yıllık bir dönem için seçilirler.

Meksika jeopolitik olarak çok ilginç bir coğrafyada bulunuyor. Amerika Birleşik Devletleri(ABD) ile komşu olması, uluslararası siyasette her zaman ABD ile paralel bir çizgi izleyeceği beklentisini doğursa da, Meksika yakın zamana kadar oldukça “asi bir komşu” olageldi. Örneğin, dış politikada hiçbir zaman doğrudan ABD müttefiki olarak kendisini konumlandırmadı ve Küba ile ikili diplomatik ilişkilerini sürdürdü.

Meksika’yı Kuzey Amerika haritasında yer alan mütevazi bir ülke olarak algılamak epey yanıltıcı olabilir. Geniş ABD topraklarının güneyinde kısmen küçük bir ülke gibi görünen Meksika, aslında Türkiye’nin neredeyse iki buçuk katı yüzölçümüne ve 117 milyonluk bir nüfusa sahiptir.

Nüfusun %76.5’i Katolik, %6.3’ünü  Protestan, %0.3’ü  diğer, %13.8’i belirsiz  ve %3.1’i hiçbir dine tabii değildir. Ülkenin resmi dili İspanyolca’dır. Okur yazarlık oranı %91 olup bu erkeklerde %92.4 kadınlarda ise %89.6’dır. Meksika’nın resmi para birimi Meksika Pesosu’dur. Meksika ile Türkiye arasındaki saat farkı 8 saattir.

Kişi başına düşen milli gelir (9.748 ABD doları)açısından yüksek-orta gelirli ekonomiler arasında yer alan Meksika, 1.184 milyar dolarlık toplam milli geliriyle(GDP) dünyanın en büyük 15. ve Brezilya’nın ardından Latin Amerika’nın en büyük ikinci ekonomisi konumundadır.

Latin Amerika’nın en güçlü ekonomilerinden  birine  sahip  olan  ve  OECD üyesi tek Latin Amerika ülkesi olan Meksika, nominal GSYİH açısından tüm bölge ülkeleri arasında 13. ,satın alma gücü açısından 11. ve kişi başına düşen gelir açısından da 1. sırada  yeralmaktadır.

Ülkenin satın alma gücü, 2010 verilerine göre 1.56 trilyon dolar(dünya sıralamasında 12.);  reel büyüme oranı; 2010 verilerine göre %5 (dünya sıralamasında 64.); işsizlik oranı 2010verilerine göre %5.6 (dünya sıralamasında 55.); enflasyon oranı ise 2010 verilerine göre %4.1’dir

Meksika’nın dış ticaret hacmi 751 milyar dolardır ve bu rakam, Türkiye’nin dış ticaret hacminin hemen hemen iki katına denktir. Bunun 371 milyar doları ihracat, 380 milyar doları ise ithalat hacmidir.

2012 itibariyle 371milyar dolara ulaşan ihracatıyla Meksika dünyanın en büyük 16. ihracat hacmine sahip ülkesi ve toplam dünya ihracatının yüzde 2’sini gerçekleştiriyor. İthalatta da benzer bir kapasiteden sözetmek mümkün. Meksika 380 milyar dolarlık ithalat hacmiyle dünyada 14. sırada ve küresel ithalatın yüzde 2’sini gerçekleştiriyor.

Meksika dünyanın en büyük yedinci petrol üreticisi konumundadır. 2013 itibariyle toplam petrol rezervleri tahminen 10 milyar varil olan Meksika, Amerika kıtasındaki üçüncü büyük petrol ihracatçısı ülkedir.

Sanıldığının aksine, Meksika’nın ihracatı ağırlıklı olarak petrol ve petrol ürünlerinden oluşmuyor. Elbette ki, petrol ihracatı Meksika için çok önemli, zira 2013’te toplam ihracat gelirinin yaklaşık yüzde 13’ü petrol ihracatı üzerinden sağlandı. Ancak, bu oran son 10 yılda önemli ölçüde düşüş gösterdi. Meksika giderek daha fazla ve çeşitlenmiş imalat sanayi ürünleri ihraç ediyor. Ancak burada mutlaka vurgulanması gereken bir olgu, sanayi ürünleri ihracatının önemli bir kısmının ABD sınırında konuşlanmış ve çoğunlukla ABD kökenli firmalarca üretilen ihracata yönelik montaj sanayi kaynaklı oluşu.

Meksika’nın Türkiye için ticari açıdan önemi, NAFTA üzerinden Kuzey Amerika pazarının bir parçası oluşu ve AB ile imzaladığı serbest ticaret anlaşması (STA) üzerinden AB pazarına erişiminden kaynaklanıyor

Türkiye'nin ihracat yaptığı pazarlar arasında Meksika 88. sıradadır ve Avrupa ülkeleri arasında Meksika'ya doğrudan yatırım yapan üçüncü ülkedir. Türkiye’nin ithalat ettiği pazarlar arasında Meksika 42. sırada yer alıyor.

Yani bu demek ki Meksika’dan hatırı sayılır miktarda mal alırken, bu ülkeye yeteri kadar mal gönderemiyoruz ya da satamıyoruz. Ama son yıllarda Meksika’ya ihraç ettiğimiz ürünlerde gözle görülür bir artış yaşanmaktadır.

İki ülke arasındaki dış ticaret hacmi 2011'de 844,5 milyon dolar, 2012'de 785 milyon dolar, 2013'te ise 1,2 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Türkiye'nin Meksika'dan ithalatı 2013 yılında 1 milyar dolarken, Meksika'ya yaptığı toplam ihracat ise 238,7 milyon dolar düzeyindeydi.

2011'e göre 2012 yılında Türkiye'nin Meksika'ya ihracatı yüzde 42'lik artışla 144 milyon dolardan 206 milyon dolara yükseldi ve 2013 yılında Meksika’ya 238.7 milyon $’lık ihracat yaptık.

Meksika’ya ihraç ettiğimiz ürünler arasında en önemlileri motorlu araçlar, değerli metaller, makine ve teçhizat, kauçuk, demir ve çelik’tir.

Meksika’dan ithal ettiğimiz ürünler arasında en önemlilerini motorlu araçlar, elektrikli makine ve teçhizatlar, televizyon ve ses kayıt makineleri, yedek parça, plastik malzemeler, canlı hayvan, optik, medikal ve fotoğraf malzemeleri oluşturuyor.

Sektörler

Tarım  Sektörü ülkede istihdamın %20’sini sağlayan, özellikle gıda işleme sanayinin yoğunlaştığı  batıdaki  eyaletlerde  önemli  bir sektördür. Tarım  üretimi   Jalisco, Nayarit, Guanajuato, Michoacan, Colina  ve  Sinaloa eyaletlerinde  yoğunlaşmaktadır. İç  piyasada tüketilmek üzere üretilen başlıca tarım ürünleri mısır, buğday, fasulye, kahve, meyve, sebze ve sığır eti iken; ülkenin başlıca tarım ihraç ürünleri meyve, sebze, kahve ve pamuk; ithalettiği tarım ürünleri ise buğday, süt tozu ve sığır etidir.

Sanayi   Sektöründe 1994  yılında  yürürlüğe  giren  NAFTA  sonrasında  canlanma yaşanmıştır. Guadalajara’da  elektronik  eşya  üretimi,  Saltillo-Monterrey arasında  oto  yedek parçaları,Tijuana-Mexicali bölgesinde televizyon üretimi, Puebla ve Tlaxcala eyaletlerinde ise tekstil üretimi yaygındır. Makine sektörü imalat sanayinin üçte birini; yiyecek içecek ve tütün sektörü  dörtte  birini;  petrokimya,  kauçuk  ve plastik  sektörleri  ise  yaklaşık  beşte  birini oluşturmaktadır.  Tekstil,  bilgisayar  ve  elektronik eşya  sektörlerinde Meksika, ABD pazarındaki payını son yıllarda Çin’e kaptırmıştır. Ancak Meksika’nın bu pazardaki üstünlüğü özellikle lojistik ve dağıtım alanlarında hala sürmektedir.

Madencilik, Meksika, çok zengin maden yataklarına sahiptir. Ülke, Peru’dan sonra dünyanın en büyük gümüş üreticisidir.  Chihuahua  ve Zacatecas’ta zengin gümüş yatakları bulunmaktadır.  Kok  kömürü  ise  Latin  Amerika bölgesinde  yalnızca  Kolombiya  ve Meksika’da bulunmaktadır.

Turizm, Doğal güzellikleri ve kültürel zenginliği ile Meksika hem ekoturizm hem de kültür  turizminde önemli  bir  potansiyele  sahiptir.  Meksika,  UNESCO  tarafından  koruma altına alınan turizm bölgeleri açısından da bölgenin lideridir. Ülkedeki toplam iş gücünün %10’una  istihdam sağlayan  turizm  sektörünün  gelişimi,  1990’lı  yıllardan  bu  yana  hükümet tarafından teşvik edilmektedir. Ülkeye gelen turistlerin%  85’i ABD kökenli olup, Avrupalı turist sayısının artırılması hedeflenmektedir. Dünya Turizm Örgütü, Meksika’yı ziyaretçi sayısı bakımından dünyada en popüler 10 turizm bölgesi arasında  göstermiştir.  Meksika  aynı  zamanda  Latin  Amerika’nın  en  fazla sayıda turist çeken ülkesidir.

İkili Ülke Menfaatleri

Meksika'nın Türkiye pazarına artan ilgisinin önemli sebeplerinden biri de ABD başta olmak üzere gelişmiş ülke pazarlarına bağımlılığını kırmayı hedeflemesi oluşturuyor. Bu ilgi, Türkiye üzerinden Ortadoğu, Orta Asya ve Afrika pazarlarına da açılma hedefini içinde barındırıyor.

Türkiye, Meksika pazarı üzerinden ABD ve Kanada pazarlarına ve hatta Meksika'nın serbest ticaret anlaşmasının olduğu diğer 44 ülkenin pazarlarına ulaşmayı hedefliyor.

Ticari Fırsatlar

Meksika pazarının Kuzey Amerika'ya giriş kapısı niteliğinde olması, gümrüksüz ithalat olanakları, Türkiye'den üretici ve ihracatçılar için Amerika’dan daha kolay bir pazar oluşturuyor ve kayda değer fırsatlar barındırıyor. Özellikle otomotiv yan sanayi ve makine sanayi bunlardan en önemlileri. Halihazırda Meksika, Latin Amerikanın en büyük ikinci, dünyanın ise onuncu büyük otomotiv pazarına sahip ve yerel oto yedek parça üretimi toplam talebin ancak yüzde 25'ini sağlayabiliyor.

Makine sanayisi, özellikle takım tezgahları, iş ve inşaat ve tekstil makineleri alt sektörlerinde de benzer pazar potansiyeli bulunuyor. Sanayi ürünlerinin yanı sıra, tarım ve gıda sanayisi ürünlerinde de Meksika pazarı Türkiye'den firmalar için hatırı sayılır ticari fırsatlar sunuyor.

Dezavantajlar

İki ülke arasındaki fiziki uzaklık, nakliye olarak en önemli maliyet kalemini oluşturuyor. Bunun dışında, Türk vatandaşları için Meksika vizesi almak da pek kolay olmuyor. Ayrıca ülkenin en önemli sorunlarından biri olan güvenlik sorunu Meksika'da ticari ilişkileri de tehdit edebiliyor. Ayrıca, bazı sektörlerde oligopolistik yapıların varlığı piyasaya girmeyi zorlaştırabiliyor.