Ekonomi

Türkiye’de ve dünyada olup biten ekonomik gelişmelerin analiz, teknik takip ve araştırmalarını bulabileceğiniz ve bu analizlerin kişisel finansınıza nasıl etki edeceğini bulacağınız blog.

Enflasyon, fiyatlar genel düzeyinin etkili bir şekilde devamlı yükselmesi nedeniyle paranın sürekli olarak değer kaybetmesi, bunun sonucu olarak da tüketicilerin satın alma gücünü yitirmesidir. Bu tanımdan anlaşıldığı üzere enflasyon sadece belli bir malın veya hizmetin fiyatının tek başına artması değil, fiyatlar genel düzeyinin sürekli bir artış göstermesidir. Bir ekonomide bazı malların fiyatları artarken bazıları da düşmektedir. Önemli olan ortalama fiyatların seyridir.

Bu konu hakkında uzun süredir yazmak istiyordum. Fakat işlerimin yoğunluğu dolayısıyla bir türlü fırsat bulamadım. Ülkeler arası siyaset çok fazla uzmanlık alanım değil fakat ülkelerin siyasi hareketleri bölgemizdeki ekonomik faaliyetleri etkiliyorsa o zaman bu konu benim de ilgi alanıma giriyor.

Bu makalede temel olarak Türkiye, İran, Rusya ve Suudi Arabistan hakkında bölgemizde olup biten ekonomik gelişmelerden bahsedeceğim.

Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) borcunu ertelemek için 351 sayılı kanunun 16. Maddesine göre borç erteleme müracatının olduğu gün ve tarih itibariyle başvuranların Emekli Sandığı, SSK ve Bağkur da kaydı bulunmaması gerekmektedir. Bu birinci şarttır. Eğer bu şart sağlanıyorsa borcu ertelemek için ikinci şart ise borç geri ödemesinin ya başlamamış olması yada borçlarını hiç aksatmadan ödüyor olması gerekmektedir. Eğer bu iki şart sağlanıorsa kredi borcu erteleme birer (1) yıllık ara ile uzatılır.

Konkordato birçok yasal anlaşmalarda karşımıza çıkan bir terimdir. Fakat tam olarak nedir? Nasıl yapılır? Bu yazımızda Konkordato hakkında bilinmeyen veya az bilinen bilgileri detaylı şekilde inceleyeceğiz.

İlk olarak konkordato italyancadan gelir ve iflas anlaşması anlamına gelir. Batık durumdaki şirketlerin borçlarını karşılayabilecekleri koşullar dahilinde ödemek için alacaklılarıyla yaptıkları anlaşma olarak adlandırılabilir.

Türkiye ekonomisinin son 13 yılda tarihinin en kırılgan dönemini yaşadığını söylesek abartmış olmayız. Fakat bundan daha vahim olan kırılganlığın arttığı bu dönemlerde yanlış yönetim kararlarının da artış göstermesidir. Diğer gelişen ülkeler gibi türkiye ekonomisi ekonomik kırılganlığın artış gösterdiği bir periyoda girmiştir. Zaten küresel ekonomideki kırılgan ekonomik yapı bekleniyordu ve bunun için önlemler alınması gerekiyordu fakat Türkiye ekonomisi verileri gösteriyor ki bu önlemler yeteri kadar alınmamış.

Bu yıl 8. kez gerçekleştirilen Travel Turkey 2014 İzmir Turizm Fuar ve Konferansı 4 Aralık 2014 tarihinde İzmir Uluslararası Fuar Alanı’nda açıldı.

Dört gün boyunca süren fuarda katılımcılar 2015 turizm yılı için gelen önemli ziyaretçilerle görüşerek turizm ve seyehat bağlantıları kurdu. Bu yıl gerçekleştirilen fuara 902 firma katıldı ve fuarı 28 bin 73 kişi ziyaret etti. Yurtdışından ve yurtiçinden gelen ziyaretçiler önümüzdeki senelerdeki turizm potansiyelini planlamak ve değerlendirmek üzere İzmir’de toplandılar. Geçtiğimiz yıl fuarı, 34 ülkeden 26 bin 487 kişi ziyaret etmişti.

Bu yılın onur konuk ülkesi İtalya ve Türkiye’den seçilen ve öne çıkan Adıyaman fuarda, ziyaretçilere ve katılımcılara kendilerini tanıtma fırsatı buldular. Bu yıl Travel Turkey 2014 İzmir Turizm Fuar ve Konferansına katılan ülkeler aşağıdaki gibi sıralandı;

Almanya, Arjantin, Avusturya, Bulgaristan, Cibuti, Endonezya, Etiyopya, Gambiya, Gürcistan, Güney Afrika, Güney Kore, Güney Sudan, Hindistan, İran, İtalya, Kenya, Macaristan, Makedonya, Malezya, Moğolistan, Namibya, Nijerya, Portekiz, Ruanda, Uganda, Ürdün, Tanzanya, Tunus, Türkiye ve Yunanistan.

Bugün dünya, tarihi günlerinden birini yaşıyor. Bunun karşısında yazamadan duramadım. Petrol varil fiyatları dünya piyasasında $50’a kadar düştü. Tarih 5 Ocak 2015. Ne kadardan düştü? 2014 yaz aylarında petrol varil fiyatları $100 seviyelerindeydi. Bu düşüşün temel sebebi piyasada fazla petrol’ün üretilmesidir. Dünyanın en fazla petrol tüketen ülkesi olan Amerika son yıllardaki inanılmaz araştırma ve geliştirme çalışmalarıyla bugün itibariyle petrol ithal eden ülke konumundan petrol ihraç eden ülke konumuna gelmiştir. Yüksek basınçlı hidrolik sıvı (bazı kimyasallar içeriyor), yer altında kayalık yerlerde çatlatma yönteminde kullanılıyor ve yer altında doğal sebeblerden dolayı sıkışan ham petrol’ün daha kolay hareketini sağlıyor. Bu yöntem Amerika’da, yer altından çıkarılan petrol hacminde inananılmaz bir artış sağladı. Bu yıl Amerika’da ilk çeyrekte 11 milyon varil petrol üretimi gerçekleşti. Bu rakam dünya literatür’ünde ilk çeyrekte en fazla petrol üretimi olarak tarihe geçti. 2005 yılında Amerika petrol ihtiyacının %60’ını ithal ederken bu rakam 2014’te %30’a düştü.

Gelir dağılımındaki adaletsizlikten dolayı son zamanlarda zengin’in daha zengin olduğunu ve fakirin de daha fakir olduğunu hepimiz biliyoruz. Fakat bilmediğimiz, bu eşitsizlik dengesinin sizin bildiğinizden daha hızlı şekilde değiştiğidir. Önümüzdeki 2 yıl içinde yani 2017’e kadar dünyanın en zengin %1’lik azınlığı, geri kalan %99’un sahip olduğu tüm mal varlıklarından daha fazlasına sahip olacak. Oxfam tarafından yapılan araştımaya göre, 2016 yılı sonunda dünyanın en zengin %1’lik kesimi, dünya varlıklarının %50’sinden daha fazlasına sahip olacak ve dünyanın geri kalan %99’u, dünya varlıklarının yarısından daha az bir kısmı ile yetinmek zorunda kalacak.

Tükiye eskiden pamuk zengini bir ülke olarak bilinirdi. Ama artık değil. Adana - Çukurova bölgesi ve güneydeki diğer yörelerde üretilen pamuk, tüm Türkiye’nin ihtiyacını karşıladığı gibi yurtdışına da ihraç edilirdi. Tekstil firmalarımız dünya devleriyle yarışırdı. Bol pamuk, ucuz fiyat, dünya piyasası ile rekabet etmemizi kolaylaştırırdı. Türkiye’de 2014 yılında üretilen pamuk miktarı, tükettiğimiz pamuk miktarının yarısıni bile karşılamadığını öğrenince şok oldum.

Geçenlerde Türkiye’nin ilk 5 büyük firmaları hangileri ve hangi sektörde faaliyet gösteriyorlar merak ettim. Nerden geldi bu soru aklıma? Hep büyüklerimiz! diyorlar ya Türkiye’miz artık eski Türkiye değil .Büyüyoruz, gelişiyoruz söylemleri her tarafta. Artık o kadar ki, bu tür söylemleri duyunca “hadi bakalım gerçekten öyle mi“ diye merak etmeden duramıyor insan. Derinlemesine girince Türkiye’nin ilk 5 tablosu o kadar da parlak gözükmüyor. Hatta kırmızı alarm seviyesinde olduğunu söyleyebilirim. Ben de yalan yok.